Türkiye’de Obezite Cerrahisi

Obezite cerrahisi, midenin boyutunu küçülterek kilo kaybına yardımcı olan tıbbi bir işlemdir.
Türkiye’de Obezite Cerrahisi, Türkiye’de Obezite Cerrahisi hakkında bilmediğiniz tüm bilgileri ve daha fazlasını sizlere vermeyi amaçlayan bir makaledir. Ana başlıkları sizlerle paylaştık;

Bariatrik cerrahi nedir? Hangi durumlarda uygulanır?
Obezite Cerrahisi ile Metabolik Cerrahi Arasındaki Farklar
Obezite başka hastalıklara da neden olur mu?
Kimler obezite ameliyatı olabilir?
Beden Kitle İndeksi (BMI) ile Obezite Arasındaki İlişki
Vücut kitle indeksi nasıl ölçülür?
Obezite cerrahisinin riskleri nelerdir?
Obezite cerrahisi yöntemi nasıl seçilir?
Obezite Cerrahisi Öncesi ve Esnasında
Obezite Cerrahisi Yöntemleri
Mide baypası
Mide Bandı
Mide Balonu
Mide Kılıfı
Laparoskopi ile Tek Kesi Ameliyatı
Obezite Cerrahisi Sonrası
Mide Ameliyatı Sonrası Egzersiz
Mide ameliyatı sonrasında hangi besinler tüketilmelidir?

Bariatrik cerrahi nedir? Hangi durumlarda uygulanır?
Obezite cerrahisi olarak da bilinen obezite cerrahisi, kilo vermenize yardımcı olmak için sindirim sisteminizde değişiklikler yapmayı içeren ameliyattır.

Obezite Cerrahisi ile Metabolik Cerrahi Arasındaki Farklar
“Metabolik sendrom” terimi, bir arada ortaya çıkan ve kalp hastalığı, felç ve tip 2 diyabet riskini artıran bir grup bozukluğu ifade eder. Aşırı tansiyon, yüksek kan şekeri, bel çevresinde ekstra vücut yağı ve anormal kolesterol veya trigliserit düzeyleri bu bozuklukların örnekleridir.
Kilo verme ameliyatına ihtiyaç duyan ve kilosu çok yüksek olan tüm bireyler obezite cerrahisini düşünmelidir. Metabolik cerrahi, diyabetin ve yaşam tarzı ve farmasötik değişikliklere yanıt vermeyen metabolik bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Obezite başka hastalıklara da neden olur mu?
Obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, dejeneratif eklem bozuklukları, böbrek ve karaciğer hastalıkları, uyku apnesi, astım ve yüksek kolesterol gibi diğer hastalıklara da yol açabilir.

Kimler obezite ameliyatı olabilir?
Diyet ve egzersiz yardımıyla kilo vermek hiçbir şekilde işinize yaramadıysa bariatrik cerrahiye ihtiyacınız olabilir. Aşırı kilonuz nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşıyorsanız obezite ameliyatı olmayı da düşünebilirsiniz.
Türkiye’de obezite ameliyatı 18 ila 65 yaş arası kişilere yapılmaktadır.
BMI, temel tıbbi kilo verme ameliyatı gereksinimlerinin temeli olarak kullanılır. Vücut kitle indeksi (BMI), kilo ve boya göre vücut yağ yüzdesini hesaplamak için kullanılan bir yöntemdir. Kilo verme ameliyatı, BMI’si 40 veya daha yüksek olan bir yetişkin için bir seçenek olabilir. Aşağıdaki üç kriteri karşılayan yetişkinler de ameliyata aday olabilir:

35 veya daha yüksek bir BMI obez olarak kabul edilir.
Yağla bağlantılı en az bir tıbbi sorun
En az altı ay doktor kontrolünde kilo vermeye çalışmak
Bazı durumlarda kilo verme ameliyatı gençler için bir olasılık olabilir. Kural şudur:

Vücut kitle indeksi 35 veya üzeri olan aşırı kilolu olmakla ilişkili tıbbi durumlar
Teşhis edilmemiş obezite ile ilgili hastalıkları dışlamak için tıbbi muayeneye tabi tutulacaksınız. Doktorunuz ayrıca ameliyatı zorlaştırabilecek herhangi bir sorun olup olmadığını da kontrol edecektir. Aşağıdakiler için teste tabi tutulabilirsiniz:

Apne (uyku yoksunluğu)
Kardiyovasküler hastalık (KVH)
Böbrek hastalığı
Hepatit (karaciğer hastalığı)
Aşağıdaki durumlardan herhangi birine sahipseniz, neredeyse kesinlikle ameliyat olamayacaksınız:

Kan pıhtılaşması bozuklukları
Ciddi kalp hastalığı nedeniyle anestezinin kullanılması güvenli değildir.
Anestezik kullanım riskini artıran diğer faktörler

Beden Kitle İndeksi (BMI) ile Obezite Arasındaki İlişki
BMI (vücut kitle indeksi), bir kişinin ağırlığını boyuna göre karşılaştıran bir hesaplamadır. Başka bir deyişle kişinin kilo cinsinden ağırlığının metre cinsinden boyunun karesiyle çarpılmasıyla hesaplanır. Çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde yağlamadan kaynaklanan fazla kiloları tanımlamak için yaygın olarak kullanılır. Vücut kitle indeksi vücut yağ ölçümü ile hemen hemen aynı olmasına rağmen lipit oranı hakkında iyi bir tablo sunmamaktadır. Başka bir deyişle, doğrudan vücut yağını ölçmüyor, bunun yerine bir denklem kullanarak tahmin ediyor. Bireyin vücudundaki yağ ve kas miktarını belirlemek için ek ölçümler yapılmalıdır. Sonuç olarak boy-kilo indeksi, vücut yağının doğrudan bir göstergesi olarak görülmemektedir. BMI, birinin sağlıklı mı yoksa sağlıksız kiloda mı olduğunu ölçmek için kullanılabilecek bir ölçümdür. Yapılan hesaplama sonucunda kişinin BMI’sının yüksek çıkması, kişinin vücudunda çok fazla yağ bulunduğunun göstergesi olabilir. Başka bir deyişle yüksek BMI, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma olasılığının arttığını gösterir. Düşük BMI, kişinin boyuna göre zayıf olduğunu gösterir. Bu aynı zamanda osteoporoz, zayıflamış bağışıklık sistemi ve anemi gibi çeşitli durumların varlığına da işaret edebilir. Sonuç olarak, optimal kilonun korunmasına yardımcı olmak için kolayca hesaplanabilen kilo-boy endeksi, kişinin kilo yönetimini sürdürmesine ve daha da önemlisi, kilosunun bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarına karşı önlem almasına yardımcı olabilir. .

Vücut kitle indeksi nasıl ölçülür?
Beden Kitle İndeksi (BMI) = Vücut Ağırlığı (kg.) / Boy karesi (m2.)

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre; BMI’nın 18,5’in altında olması zayıf, 18,5-24,9 arası normal kilolu, 25,0-29,9 arası obezite öncesi, 30,0-34,9 arası obezite (obezite sınıf I olarak da bilinir), 35,0-39,9 arası obezite sınıf II, 40,0’ın üstü ise obezite olarak sınıflandırılır. Obezite sınıfı III’te yer alan morbid obezite olarak.

Obezite cerrahisinin riskleri nelerdir?
Dumping sendromu, obezite cerrahisinin uzun vadeli bir riskidir. Dumping sendromu, ishal, mide bulantısı ve yemekten sonra sersemlik veya bitkinlik hissi de dahil olmak üzere hızlı mide boşalmasının neden olduğu bir dizi semptomdur. Hızlı mide boşalması olarak bilinen bir durumda, yiyecekler mideden duodenuma (ince bağırsağın bir kısmı) çok hızlı geçer. Hastalar ayrıca yemekten sonra düşük kan şekeri, yetersiz beslenme ve kusma yaşayabilir.

Obezite cerrahisi yöntemi nasıl seçilir?
Fazla kiloların geri dönüşü, obeziteyi tedavi etmek için uzun süredir kullanılan bilinçsiz diyetlerin uygulanması ve terk edilen aktivitelerden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de obezite cerrahisi, kalıcı kilo kaybı sağlayarak kişilerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemelerine yardımcı olmaktadır. Ancak uygun yaklaşımın seçilmesi şu anda kritik öneme sahiptir. Örneğin ileride çocuk sahibi olmak isteyen bir kadına gastrik bypass önerilmez, aşırı kilolu diyabet hastalarına ise duodenal switch önerilmez.
Tedavi yaklaşımı hastanın obezite düzeyine göre seçilir ve en uygun tedavi stratejisi uygulanır.

Obezite Cerrahisi Öncesi ve Esnasında
Laparoskopik cerrahi, Türkiye’de genel anestezi altında yapılan en yaygın obezite cerrahisi türüdür. Ancak bazı ameliyat türleri geleneksel ameliyat gibi yapılmaktadır. Türkiye’de obezite cerrahisi konusunda uzmanlaşmış bir cerrah tarafından gerçekleştirilen ameliyat öncesi ve sonrası gastroenterolog bakımı da önemli bir süreçtir.
Hazırlık aşaması;

Hastanın kan, idrar ve görüntüleme testleri alınır.
Hangi tip ameliyatın yapılacağına kişinin özel ihtiyaçları doğrultusunda cerrah karar verir.
Hastanın operasyondan 8 saat önce kan sulandırıcı ilaç almaması gerekmektedir. Hiçbir şey yiyip içmeden ameliyat olması gerekiyor.
Operasyon sırasında; Anestezi, anestezi uzmanı tarafından uygulanarak hastanın yaşamsal fonksiyonları takip edilir. Ameliyat bittikten sonra kesi dikişlerle kapatılır ve hastaya ağrı kesici uygulanır. Yapılan ameliyatın türüne göre kişinin hastanede yatması gerekir.

Obezite Cerrahisi Yöntemleri
Türkiye’de obezite cerrahisi çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilmektedir. Tercih edilen prosedürler; Ameliyat türü hastanın sağlık durumu ve BMI değerlendirilerek seçilir.

Mide baypası
Robotik Cerrahi
Mide Kelepçesi
Mide Balonu
Mide kılıfı
Laparoskopi ile tek kesi ameliyatı
İlaç tedavisi, diyet ve egzersiz tedavisi, cerrahi işlemin yanı sıra ameliyat sonrasında kullanılabilecek yollardan bazılarıdır.

Obezite Cerrahisi Sonrası

Önemli miktarda kilo vermeyi bekleyebilirsiniz. Uyku apnesi gibi kiloyla ilgili tıbbi bir sorununuz varsa obezite cerrahisini takiben semptomlarınız düzelebilir. Obezite cerrahisi geçiren hemen hemen herkes yaşam kalitesinde bir iyileşme olduğunu bildirmektedir. Tedaviye bağlı olarak ameliyattan sonra 2 veya 3 yıla kadar kilo verebilirsiniz.
Obezite ameliyatlarının çoğunluğu laparoskopiktir, yani cerrah sadece küçük kesiler yapar. Sonuç olarak gerekli iyileşme süresi kısalır.
Hastalar 2 ila 3 gün hastanede kalır ve 3 ila 5 hafta içerisinde normal aktivitelerine dönebilirler. Obezite cerrahisi hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sorunlara neden olabilir. Operasyon türünün uzun vadeli riskler üzerinde etkisi vardır. Kabızlık, dumping sendromu, safra taşları ve yara enfeksiyonları tipik olumsuz etkilerdir. Kabızlık mide ameliyatının tipik bir yan etkisidir. Granül lif (Metamucil veya psyllium) tıkanmalara neden olabilir, bu nedenle bundan kaçının. Obezite cerrahisi sonrasında yüksek şekerli yemeklerin tüketilmesi dumping sendromuna neden olur. Çoğunlukla soda veya meyve suları suçlanır. Tatlı yemek mideyi hızla geçerek bazı insanlarda bulantı, kusma ve halsizliğe neden olur. Hızlı bir şekilde çok fazla kilo verdiğinizde safra taşları yaygındır. Gastrik bypass ameliyatından sonra hastaların %50’ye kadarında genellikle zararsız olan safra taşları gelişir. Safra taşları bazı kişilerde bulantı, kusma ve mide rahatsızlığına neden olabilir. Gastrik bypass ameliyatından sonra hastaların %15 ila %25’inde safra keselerinin alınması için ameliyat gerekir.

Cerrahi yara enfeksiyonları ameliyattan sonraki üç haftaya kadar ortaya çıkabilir. Kızarıklık ve sıcaklık, rahatsızlık ve ameliyat bölgesinden ağır akıntı tüm semptomlardır. Yaralardaki enfeksiyonlar ilaç tedavisini ve bazı durumlarda daha ileri cerrahi müdahaleyi gerektirir.

Mide Ameliyatı Sonrası Egzersiz
Mide ameliyatından sonra fiziksel aktivite daha hızlı iyileşmenize yardımcı olacaktır. Dolaşımınızı iyileştirmenize, kan pıhtılaşması riskini azaltmanıza, yara iyileşmesini hızlandırmanıza ve bağırsak fonksiyonunuzu iyileştirmenize yardımcı olacaktır. Kısa yürüyüşler yapılabilir. Asansör yerine merdivenler kullanılabilir. Fiziksel aktivite seviyenizi artırmak için düzenli olarak yürüyüş yapılması teşvik edilir. Kendinize göre mesafeyi ve yoğunluğu arttırmalısınız, cerrahınızın tavsiyeleri doğrultusunda günde 10.000 adım hedeflenebilir.

Mide ameliyatı sonrasında hangi besinler tüketilmelidir?
Mide ameliyatı sonrası ameliyatın uzun vadeli başarısı, önerilen diyetin uygulanmasıyla büyük ölçüde ilişkilidir. Ameliyat sonrası 2 hafta boyunca katı gıda alınmamalıdır. Sıvı gıda diyetini yumuşak sulu gıdalar takip etmelidir. Yeterli protein, kalsiyum ve diğer besin maddelerini alabilmek için sıvı gıdanın süt bazlı olması gerekir. İdeal olarak az yağlı içeriğe sahip süt seçilmelidir. İçecekler yavaş içilmelidir. Doyma hissi hissedildiğinde içme/yeme durdurulmalıdır. Doyma noktasına ulaştığınızda içmeyi veya yemeyi bırakmalısınız. Mide rahatsızlığı veya mide bulantısı geçinceye kadar başka hiçbir şey tüketilmemeli veya yenilmemelidir. Fazla tüketirseniz mideniz tamamen dolacak ve kusma başlayacaktır. Gazlı içecekler midede gaz oluşumuna neden olduğundan, mideyi büyüttüğünden, erken ağrı ve belki de kusmaya neden olduğundan tüketilmemelidir. Günlük olarak multivitamin ve mineral takviyeleri alınabilir.

Share the Post:
Open chat
1
Hello 👋
Can we help you?